Kestane Sekeri

21:44



Manastırın Kestane şekeri Bursa’da…

Makedonya’da sorunlar az değildir.
Sanki neresi sorunsuzdur dünyanın.
Bu sefer biraz tatlı yazayım dedim… Şekerli konuşayım… Sadece şekerli değil, kestaneli de olsun…
Konum: Kestane şekeri, olsun dedim. Bursalı Macide (Gönül) Hanım sağ olsun… Tatlandırdı yazımı…

Kimileri Rumeli olarak adlandırır buraları, kimileri Balkan. Ben Balkan sözünden yanayım. Balkan sözü bizi daha geniş alana serpiyor bana göre…

Bu geniş alanın daha dar alanı olan Makedonya’da kalayım gene de!
Kestane şekeri yapmak için kullanılan kazan gibisinden kaynayan Makedonya’da.

Aslında burada insanlar ağız tatlarına önem vermişledir tarih boyunca. Mesela Üsküp’te babaannemin irmik şeker paresini unutamam. Geçenlerde hanıma “ Aman ne olursun, bizim şeker pareden yapar mısın? Kalksın da okşasın pamuk ellerin Üskübün irmiğini, yumurtasını, külünü!” Dedim. Sağ olsun, bir dediğimi iki yapmaz o! Devam edeyim: Kalkandelen ve Gostivar’ın konak şeker paresi, Debrenin saraylarda bile yenen kabunisi, Ohri ve Struga’nın yılan balığı tavası, Manastırın “kestane şekeri”, Kanatlar ve Budakların ayran pitesi, Üsküplüler buna sırali pite derler. Kosovada Türkler arasında olduğu gibi Arnavutlar arasında da çok yaygın olan “fliya”sı. Bazı yerlerde bunu fulya olarak adlandırırlar.

Kestaneye döneyim.

“Kestane şekeri” olayı Üsküp’te yoktur. Olmasını dilerdim, ama yoktur maalesef. Vodna dağında kestanelikler vardı eskiden. Urviç ve Yelovjane köylüleri (gurbetçileri) mangallarıyla Üsküp’ün her yerindedir. Mangalda kestane kebap satarlar. Onları gördükçe rahmetli babam gelir aklıma. Evde “kestane kebap” yapardı.

Eskiden mektupların sonuna bu kestane kebaptan doğma bir de tekerleme eklenirdi: “kestene kebap, acele cevap”. Üsküplüler olarak biz bu sözde Rumeli ağzındaki yumuşatma kuralına daha da uyarız ve kestane değil “kestene” deriz!

Suda pişirilmiş kestane de olurdu. Biz Üsküplü Türkler ona “kaynatılmış kestene” derdik. Bojik yortusunda Ortodoks Hıristiyanlar adet olarak kestane kaynatır, ceviz kırardılar. Biz Türkler de aynen o günde adetten aynısını yapardık. Ama “Bojik anasını kaynatmak gayesiyle kestaneyi kaynatırdık. Bojik anasının dişlerini kırmak için de ceviz kırardık.”

“Kestane şekeri”nin geçmişi Manastırda 1800’lü yıllara varır. Ancak bugün Manastır’da “kestane şekeri”nin Manastırlı olduğunu bilen Türkün bulunduğunu hiç sanmam. Kestane şekerini görmek ve tatmak için Bursa’ya gitmeniz lazımdır. Macide Hanım, kestane şekeri haberini avlamış yaymış.

Bursa’nın ünlü “kestane şekeri” konusunda şunlar yazılıdır:

"... Krallık Yugoslavya'dan 1930'lu yıllarda göç eden Ali Şakir Tatveren sayesinde kestane şekeriyle tanışmış Bursa.

1920 yılında Nedret Hanım'la tanışan Tatveren, 1930 yılında evde aile halkıyla üretimi gerçekleştirir. Ali Şakir Tatveren günler geçtikçe eşinin de desteğiyle, gerek ürünleri gerekse hizmetiyle Bursalıların gönlünde taht kurar..."

Derlenen bilgiye göre, yetiştiği mevsim dolayısıyla hüznün meyvesi, halk arasında dağların ekmeği olarak bilinen kestane, köylülere kazandırması nedeniyle yeşil altın olarak da nitelendiriliyor. Yeşil altın kestane, şeker ve çikolatayla işlendikten sonra daha da değer kazanıyor. Kebabı çok eskiye dayanan kestanenin şekeri ise Türkiye'de 1930'lu yıllara kadar gidiyor.

Bazı Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır tüketilen kestane şekerini Bursa, Krallık Yugoslavya'sından öğrendi. 1930 yılında eski Yugoslavya'dan göç eden Ali Şakir Tatveren, Türkiye'ye yanında kestane şekeri yle geldi.


Burada ister istemez araya girmeliyim. Manastır bugün Makedonya Cumhuriyeti sınırları içindedir. Yugoslavya ise eski bir hayal. Makedonya, o hayalin sınırları dışında bir ülke. Buradan hareketle, eskiden Yugoslavya vatandaşı olan “kestane şekeri” şimdi Makedonya vatandaşıdır!

İnanmayan kestane'mizin pasaportuna baksın!

Türkiye’ye gittiğimizde hanım kestane şekeri almadan kalmaz. Ben şekerden ötürü yiyemem. Hanım yer, ben bakarım!

Beyatlı’nın şiirine göre:

Üsküp ki Şar-dağ’ında devamıydı Bursa’nın…

Evet, Üsküp Bursa demektir. Her haliyle Bursa Üskübe benzemektedir. Her ikisi aynı manevi anlamı içermektedir. Nedir ki, günümüzde şiirdeki Üsküp sözü rahatlıkla Makedonya ile değiştirilebilir. Buna bir de kestane şekeri ni katabiliriz… Sadece Üsküp’te kestane şekeri i yapılmaz. Onu, doğum yeri olan Manastır’daysa bulmak ve görmek imkânsızdır!

Bursa’da buralılar çok. Gidenler de kestane şekeri ni bırakmayıp, daha nice seneler yaşatmak dileğiyle alıp götürmüşler. İyi ki öyle olmuş. Zira “kestane şekeri” zaman ve zemin içinde tamamen kaybolurdu.

Oysa Bursa, onun türküsünü bile yakmış:

Bursa’nın kestanesi,
Okka çeker beş tanesi…

Bir Göz Atmak ister misin?

0 yorum

Bize Ulasın

Ad

E-posta *

Mesaj *

Populer

Blogta Ara